29 Eylül 2011 Perşembe

Gitti demeyin...Şansınızı Deneyin...:)

Hayat öyle pervasızdı ki...
Zaman değildi oysa acımasız olan...
Zamanın içine monte edilmiş, karşısında eğreti duran bizlerdik asıl acımasız...
Hep zamanı suçladık...
"Yavaş koşşş...Yetişemiyorum..." diye naralar attık arkasından...
Oysa hiçbir suçu yoktu zavallıcığın....
O da istemezdi böyle olsun...O da yorgun, bitkin...
"Büyüyün..!" emrini o vermemişti...
"Randevu" diye bir kavramda yoktu doğasında...
"Çalışın...!"
"Para kazanın..."
"Her eve 2 araba..."
"Trafik ışıkları..."
"Mesai saati..."
     .
     .
     .
Tüm bunlar ve daha niceleri zamanın suçu değil...
Bakın büyüttünüz içinizdeki çocuğu...
O bile koşar adım uzaklaştı sizden...
Sıktınız...
Yıprattınız...
Oyuncaklarını alıp çöpe attınız...
En sevdiği oyuncağıydı balon...Ona bile tahammül edemediniz...Patlattınız...Patlatmaya mecbur bırakıldınız...
Duvarlara yazı yazmasını bile engellediniz....
Rengarenk kalemleri vardı onun...Artık yok...
İçinizi kıpırdatan o küçücük çocuğun varlığı bile ağır geldi size...
Neden?
Patron olmak için...
Saygı görebilmek...
Para kazanabilmek için...
Bindiğiniz arabalar, oturduğunuz villalar bile mutlu etmiyor sizi artık...
Daha da beter olacaksınız...Olacağız....
***
Onu geri getirin...
Nereye saklandıysa, nereye kaçıp gittiyse bulun onu....
Çok geç olmadan elinize bir külah dondurma alıp koyulun yola...
Çıkarın onu saklandığı yerden...
***
Zamanın akıp gitmesine inat...Unutmayın hiç bir şey için geç kalmış sayılmazsınız....
Gitti demeyin....
Haydi...
Bir kez olsun şansınızı deneyin....

23 Eylül 2011 Cuma

Bu Sabah...

Bu sabah her zamanki saatimde uyandım.
Bugün diğerlerinden farklı bir gün...Balkona çıkıp derin bir nefes aldım önce sonra parmak arası terliklerimi sürükleye sürükleye gittim, yüzümü yıkadım... Bahçeye çıkıp çimlere bastım mesela...Ankara'da çimler ıslak artık...Sonbahar geliyor...Sonra gittim tavukları yemledim...Bir atın başını okşadım...Köpekten sonra en sevdiğim canlıdır at...Dosttur...Gözleri anlamlı bakar...İnsanı insanlığından utandıracak kadar anlamlı..! Sonra şöyle kuş sütü eksik bir kahvaltı hazırladım kendime...Yalnızca kendime ama... Nora Jones dinliyorum ki ortama uygun olsun... Mis gibi toprak kokusu doluyor salona... Bense sadece yeşil çayımı yudumluyorum...İşmiş güçmüş koyverdim gitti bugün...Kuş sesleri neşelendiriyor sadece ortamı... Kahvaltıdan sonra aldım elime gazeteleri şöyle bir karıştırdım, baktım keyfim kaçacak hemen bir kitap aldım elime...S*kt*r Et...! Bu kitabı okuyorum bu günlerde ve uygulamaya çalışıyorum gücüm yettiğince... Mis gibi Türk Kahvesi kokusu...Ouuwww My Godnesss hiç dayanamam...Fal bakacak birilerinin yokluğunu bile hissetmemiş uyuya kalmışım... Uyandığımda ensemdeki saçlarım ıslak ıslaktı...Bu ıslaklığı bile özlemişim...

Bugün böyle bi gün olsaydı.... Benden mutlusu olmazdı, EvEt...!

Ama ne yazık ki şu an çalışıyorum gençler...Ve kendini genç hissedenler...

Uyanma vakti geldi.... Size de günaydın...:)