3 Mayıs 2012 Perşembe

Zaman mı? Amaan boşver onu...

Zaman akıp gidiyordu oysa...Sense zamana inat mı gülümsüyordun bana? Bana gülümsemenle büyüdüğümü fark etmem aynı zamana mı denk geliyordu yoksa? Ayağımdaki kırmızı çizmeleri, üstümdeki kırmızı montu çıkarıp, iki peliğimi çözeli çok oluyor. Büyüdüğümü fark ettiğim zamanla aynı zaman denk geliyor bunlar biliyorum. İçimdeki merhameti beslemeye çalışıyorum zaman zaman...
Kaplumbağalardan o sesin kavga ettikleri için çıktığına inanacak yaşı da geçeli çok oluyor ayrıca...
Ak-Kara-Mavi-Mor  ayırtedeli yıllar oluyor...
***
Ben büyüdükçe suskunluklarım da büyüyor sanki! Peki ama neden sustuğumun milyon katı kadar konuşuyorum sonra?
"Sepet sepet yumurta"lı nameleri de unutmuşum, geçenlerde fark ettim.
En ağır kitapları orta  okulda, lisede okumuşum ben...Zorum neydi bilmiyorum? O kitaplarla aynı zaman geliyor iki peliğimi sökmem...
Geniş geniş zamanların, ufak tefek insanlarıyız ya hani...
Bir şey paylaşmıyorsan karşındakiyle, neden konuşasın ki mesela?
Kaç tane yüzümüz var peki? Aynı gün için farkında olmadan kaç yüzle çıkıyoruz dışarı? Nasıl oluyor da birini bile, bir gün olsun evde unutmuyoruz?
Madem zaman akıp gidecek  canının istediğini alıp, niye çırpınıyoruz? Ya da Zaman'ın yok mu cennet cehennemi? Ya haketmeyen birini ayırıyorsa sevdiğinden...O zaman ne olacak?
Susmak en iyisi evet..! Ama ben sustuğumun milyon katı konuşurum yine de...